Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeni başlayanlar için klişe anne olma rehberi

Yeni anne/baba mı oldunuz? Ama instagram veya facebookta bebeğinizin fotoğraflarının nasıl daha fazla "like" alacağını bilmiyor musunuz? İşte tam da doğru yerdesiniz. Üşenmedim oturdum sizin için liste yaptım. Hepsi deneyimlenmiş ve başarıya ulaşmıştır basmakalıp hallerdir ve sonuç garantilidir. Doğum sonrası ilk fotoğraflar:  Bebeğin el veya ayaklarıyla, bilemedin arkadan bir fotoğrafıyla dünyaya gelişinin ilan edilmesi. Annenin kafada kurdeleyle hastane ve doğum odası fotoğrafları kesinlikle unutulmamalı. Ayrıca çocuğu emzirmekten bile daha önemli olan şey ise instagram bio'nuza acilen anne baba ve çocuk isimlerinizi yazmanızdır.  2-4 aylık olduğunda:  Kişinin delilik derecesine bağlı olarak yüzüne bir emoji yerleştirmiş tü tü tüüü maşallah pozları veya yüce, ulu yüzünü bize göstererek paylaşılmış minnak bir tulum içindeki fotoğraflar silsilesi. Bu fotoğrafları paylaşırken en dikkat etmeniz gereken altına kalplere dokunacak hatta yakacak cümleler yazmalısınız. Send

Dam üstünde un eler hani nerde o memeler

Resim
Doğumla birlikte çekmecenizde ki o dantelli, işlemeli seksi sütyenlerinizin yerini daha çirkin nasıl yapabiliriz diye üstünde etraflıca düşünülmüş ve en çirkin modeli piyasaya sürülmüş emzirme sütyenleri alır. Zaten ilk aylarda psikolojiniz yerlerdeyken o çirkin sütyenle hamamda gördüğünüz 65 yaş üstü teyzelere benzersiniz. Annelik ne kadar kutsalsa o sütyen de en az o kadar kutsal inanın bana. Özellikle ilk bebeğinizse alınacaklar listesine başları çeker bu çirkin ötesi şey. Sütler gelmeye başladıkça taş gibi olan göğüslerinizi gere gere ortada dolaşırken sütten kesildiğinde sönmüş balona benzeyen göğüslerinizle yepyeni bir derdiniz olur; dolgulu sütyen! İçinde yarım elma unutulmuş gibi olan bu modelleri bu yaşınıza kadar takmadıysanız da şimdi bir v yaka elbisede hayatınızı nasıl kurtardığına inanamıyorsunuz. Bu bir mucize :) Zaten hamilelik ve doğumun ilk aylarında kullandığınız sütyenler o kadar bol geliyor ki çoktan çöpün diplerini boylamış oluyor. Son dönemlerde çıkan süngersiz

Son teknoloji alarm; Efe 

Beni tanıyanlar uykuyu ne kadar sevdiğimi bilir. Güne erken başlayıp her işini sabahtan yapanlara hep hayran olmuşumdur annem mesela şöyle söyler "geç kalkıp bütün günümü harcayamam, vakit değerlidir." ama ben bunu hiç bir zaman yapamamıştım ta ki Efe hayatımıza girene kadar. Yeni bir alarm sistemimiz oldu, hemde o kadar etkili ki uyandırmadan bırakmıyor!  Hamileliğim boyunca miskin kediler gibi her bulduğum köşede uyudum iyi ki de uyumuşum, ileri görüşlü insanım vesselam :) Efe yürümeye başlamadan önce sabahlarımızın bi nebze daha katlanılabilir hâli vardı. Sabah olupta ağladığı zaman yanımıza alıyorduk, uyanık olsa da yatakta aramızda takılır bize de ara ara 10-15 dakikalık devam uykuları sağlardı. Efe'nin sabah 6'da uyandığını hatırlatmak isterim. Ama büyüdükçe yataklarda durmaz, kalıbına sığmaz oldu. Genelde sabahları o uyanınca bende uyanırım fakat takdir edersiniz ki bazen beynen uyansanız da beden yataktan çıkmak istemiyor. Örneğin bugün öyleydi. Bende salıve

Bir wolverine kolay yetişmiyor

Yeni yürümeye başlayan çocukların paytak paytak yürüyüp, sürekli düştüğünü bilmek için illa anne olmaya gerek yok bunu hepimiz biliyoruz. Ama ya yürümeyi çoktan öğrenmiş ve düşmeleri bir yaşam tarzı haline getirmiş çocuktan bahsetsem size. Tabii ki Efe'den bahsediyoruz başka çocukla ne işim olur :) Durum aynen şöyle koştukça düştü, düştükçe daha çok koştu. Durdurulamıyordu... Yaz dolasıyla şort sezonuna başladı, dizlerini görseniz içiniz acır. Hatta sosyal servis görse çocuğu elimizden alır anlatamayız durumu. Hadi dizler her çocukta görülebilen bir şey. Peki 30cm'lik alanda nasıl takla atıp kulağını vurabilsin ya? Ya da neden koşarken hiç durmayacakmış gibi hızlanıp kalorifere kafa atarsın? Düz yolda düşme rekoru zaten Efe'de şu sıralar kendiyle yarışıp kendi rekorunu kırıyor. Sanki yürüme/koşma işinde uzmansın gibi arkana bakıp neden koşarsın be çocuk? Yolda elindeki oyuncağa dalıp insanların kalçalarına neden kafa atarsın? Dağ gibi insanları yerlere sermişliği vardır gö

Çocuğumuzun yemek yeme sorunsalı

Resim
Bu konudan muzdarip olmayan bir anne getirin karşıma anlını karışlarım valla. Bunun ile ilgili aldığım kursta (HENRY kursu) öğrendiklerimi sizinle paylaşmak istiyorum belki bir faydası olur. İlk olarak ay bu çocuk doymadı endişenizi kenara bırakacak harika bilgiyi veriyorum çocuklarımızın midesi yumruk büyüklügünde. Dikkat edelim kendi yumruğumuz değil onların yumruğu yani iki kaşıkla zaten doyuyorlar, sıkıntıya girmenize gerek yok.  Alması gereken besin değerlerinin tablosu aşağıda    Eğer çocuğunuz yemeği reddediyorsa zorlamayacaksınız. Burada ki Türk topluluğu bu öneriden hiç memnun olmuyor mesela, eminim bunu okuyan büyüklerimde olur mu öyle şey diyordur ama doğrusu bu acıkınca yiyor. Onun için zorlamaya gerek yok. En basit temel duygu olan açlık hissini bile çocuklarımıza vermeden zırt pırt ağzına bir şeyler tıkmaya çalışıyoruz, onlarında bir birey olduğunu unutuyoruz bazen. Üç ana öğün ve iki ara öğünün yeterli olduğunu öğrendim. Ara öğünler meyve, bisküvi, yoğurt olabi

Yorgunum, yorgunuz, yorgunlar..

Sabah dinlenerek uyanmanın nasıl bir his olduğunu unuttum. Şöyle bir uyusan, bir uyusan kimseler uyandırmasa beni... Beni çok iyi anlayan anneler olduğunu biliyorum, başka yerlerde, başka zamanlarda olsak da ortak noktamız annelikten öte, kronik yorgunluğumuz. Bir buçuk senedir, dinlenmek için yatağa girip, sanki hiç uyumamışım gibi bütün yük omuzlarımda uyanıyorum. Merak ediyorum çocuklarımız kaç yaşına gelince atabiliyoruz bu yorgunluğu bedenimizden? Ne zaman bitiyor bir köşede sızıp kalma olayımız? Ben yine şanslılardanım hamileliğim kolay geçtiği için bol bol uyuyabildim, akabinde Efo'ya da aktardığımız uyuşuk genlerimizle geceleri çok uyandırmadı beni, uyku düzenini kolayca kurabildik. Peki ama bu yorgunluk ne?  Tabi ki full mesai çalışmamız! Hani İsviçreli bilim insanları 8 saat uyku, 8 saat iş, 8 saat kendine vakit ayırmaca demişlerdi. Onlar demedi elbet ama kesin onların da parmağı vardır bu işte, en iyisini hep onlar bildiler. Ama bizim çalışma saatlerimiz hiç adil değ

O göbek ya gidecek ya gidecek!!!

Resim
Güneş yüzünü göstermeye başladı, hepimizi bir bikini telaşı aldı götürüyor ama korkmayın gardaşlarım mühimmatları hazırlayın, kendi göbeğimize savaş açıyoruz! 👊🏼 Yaz gelmeden fazlalıklardan kurtulmak için küçük ama çok etkili bir yöntem var. Biz annegillerin fazla vaktini almadan yapabileceği ve bütün vücudu çalıştıran bir egzersiz öneriyorum size.  Şimdi elinizdeki o çikolatayı sakince yere bırakın ve günlük sadece 5 dakikanızı alacak "plank" egzersizi için oğluşunuzu/kızçenizi uyutun. Yapması çok basit bir hareket plank pozisyonu. Zaten önemli olan yapmak değil o pozisyonda kalabilmek. Hareket bu;   Daha önce spor yapmamış olanlar veya uzun zamandır ara vermiş olanlar bu pozisyona geçip sadece 10 saniye durmaları yeterli 20 saniye ara verip, tekrar 10 saniyelik duruşlarla devam edebilirsiniz. Kondisyonunuz arttıkça saniyeleri ve setleri uzatıp sizin için yeterli olacak şekilde düzenleyebilirsiniz. 10sn x 3set ~ 30sn x 3set ~ 10sn x 5set vs. gibi kendi vücut

Meslek: Zorunlu ev hanımı

Herkes çocuk sahibi olmanın ne harika bir duygu olduğundan bahsediyor bunu zaten biliyorsunuz. Söyledikleri gibi tarifi olmayan bir duygu ama ben sizi acı gerçeklerle anne olmanın diğer yüzünü anlatmak iserim.  Mesela ev temizleme seremonisi zaten hiiiiç sevmediğim iş olan ev hanımlığı Efe'nin dünyamıza girmesiyle resmen yakama yapıştı, hemde yüz milyon kat fazlasıyla ama işin ilginç yanı kendimden beklemediğim performansla bu durumla başa çıkabilmem. Bazen şöyle durup uzaktan bakıyorum kendime üç sinem gücünde ve hızında çalıştığımı görünce şok oluyorum ee tabi uzaktan baktıktan sonra en az 1-2 saat kendime izin verip miskin halime geri dönüyorum (zaman ve mekan musaitse) öyle eski günlerinizdeki gibi kafanıza estiği zaman canınızın istediğini yapma lüksünüz yok mesela, bu çok acıklı bir konu buna geri döneceğim. Fakat şu an temizlik konusundayız en kolay kısmı süpürge ile başlıyorsunuz ama 10 dakikalık iş yarım saati buluyor ara vermeniz lazım çünkü siz süpürmek için bir koltuk

Yüz felci hiç komik değil hele hamileyken

Anormalliklerle yüzleşmem! Hamileyken normal insanların bulantıları oldu, bende yoktu. Hatta ilk 3 ay hiç bir belirtim olmadığından hamileliğime inanmama evresi yaşadım. 3. Ayın sonunda ultrasonda görünce inandım. O arada kendimi inandırmak için sayısız test alıp yaptım. Normal hamileler aş erdi ben eremedim bak bu konuya çok içerliyorum bir naz yapamadım Tamer'e. Kışın ortasında karpuz olsun, yeşil erik olsun isteyemedim. Nasıl aş erilir hiç bilemedim. Yazık bana.. Normal hamileler bebeğin kıpırtılarını hissedecek zamandayken ben anca midemin guruldamasını hissedebildim. Normal hamileler gibi bende koca karnımla fotoğraf çekimine gitmek için son dönemlerimi bekledim daha tontiş olsun diye. Sonuç; 8. Ayımda yüz felci geçirdim. Yeminle bak böyle bir durumun beni bulmasına hiç şaşırmadım ben ne kadar olağan ve normal davranırsam davranayım bir gariplik beni buluyor. Sabah uyandığımda konuşmamda bir gariplik olduğunu söyleyen tövbe estağfurullah böyle bir dudağın yamuldu sanki di

Yeni nesil ponçik annelerin yalan dünyası

Bence başlık yeterince anlattı herşeyi ama ben sizin için detaylandırayım. Şu hani instagramda ve facebookta ve nicelerinde gördüğünüz ışılsu'nun annesiyle bir örnek kıyafetleri, boy boy poz verip 2 yaşında pullu kıyafetler içinde cildinin nefes alamadığı ve anne baba demeden önce cheese diye poz veren çocukların yetiştiği dünya. Ha işte o koca bir yalan. Işılsu / berkecan'ın annesinin can damarım, herşeyim, kocişim, evimin direği diye paylaştığı abi de komple yalan. Adam zaten bıkmış bu düzenden yalandan gülümsemeyle poz veriyor. Farkındaysanız onlar o kadar mutlu o kadar mutlu ki hep bir canlarım, aşklarım modundalar. Hayır bunlara inananlar var ona üzülüyorum sonra eşine kafa tutanlar var "Bak onlar ne kadar mutlu biz niye değiliz" Rahat olun dostlarım onlar mutlu değiller mutluluk rolü oynayıp takipçi sayısı peşindeler. İşin gerçeği yüzyıllardır değişmemiş ben size anlatayım. Kadın hamile kalır ve hormonlar beyni sulandırır ee haliyle kafa gider. O sakin kadını

Çatlaklara kesin çözüm için buraya👇🏼

Her gün gazete, dergi ve online mecraların güzellik bölümlerinde çatlaklarla ilgili yeni yöntemler okuyorsunuz. Hamilelik boyunca "canım bak en etkilisi bu krem" "bak bu yağı kullanıyorsun bebek gibi oluyor cildin" gibi öneri ve yazılardaki her kremi kullandım nerdeyse. Doğum öncesinde bir çatlağım bile yokken, doğum sonrası akordiyona dönen karın bölgem için ne yapabilirim diye her yere bakıp araştıryorum. Sizleri de bu zahmetten kurtarıp çözümünü hemen aktarıyorum. Çatlaklar için dev çözüm  Da dan da daaannn !  Çözümü yok Evet yok kasmayın kendinizi ha ben ameliyat masasına yatarım dersiniz helal olsun derim tek gerçek çözüm o ama gerisi boş yalan hele ki üzerinden belirli bir zaman geçmiş çatlakların geriye dönme ihtimali tırrrttt yormayın kendinizi böyle sevin. Hep söylerim evime gelip eşyalarıma ya da temizliğime bakıcak insan bana gelmesin diye, bu da aynı şey çatlağıma bakıp kınayacak bi uzak dursun, ama bi kahveyle hoş sohbete buyursun. Hadi anacım çı

Nasıl 30 kilo aldım kod adı "hamilelik"

Hamileyken dünyaları yedim. Yok valla abartmıyorum, bir can daha taşıyorum diye iki kişilik yesem sorun olmazdı belki ama ben 5 kişilik yedim. Çevremdekilerin yememle ilgili yaptığı traji komik esprilere maruz kaldım ve hâlâ kalıyorum Efe 1,5 yaşına gelmesine rağmen. Zaten yemeğe olan düşkünlüğüm vardı  hamileliği öğrenince bir abandım ki sormayın. Bir kavanoz nutellayı kaşık kaşık bir günde gömdüm bunun gibi nice günlerim olunca hayatımın en fit anında hamile kalıp en ulaşılmaz rakamı gördüm tartıda. Doğumdan sonra zaten psikoloji yerlerdeyken ve doğumla beraber en fazla 5 kilo kaybetmişken geriye vermem gereken 25 kilomla ve değişen hayatımla kendimi ufak ufak bunalımın kenarında buldum. Ne gerek vardı da yedim bilmiyorum, pişman mısın diye sorsanız valla dilim varıp da pişmanım diyemem sonu çok acıklı olsa da futursuzca nutellayı gömmeyi çok özledim. Fakat doğum sonrası halimi hatırlayınca kendimi bile isteye bu duruma sokmanın pek normal hareketler olmadığını itiraf etmeliyim. O i

Kim yahu bu? Kimim ki ben?

Of yine mi bir yeni nesil anniş blogger demeden önce, size bir önsöz hazırladım. Her zaman desteğini benden esirgemeyen, fazla karizmatik kocama teşekkürrü borç bilerek başlamayacağım yazıma elbette. Bizde sizin gibi bir faniyiz aa dostlar. 1987 yılında doğmuş, orta sınıf bir ailenin  iki çocuğundan biriyim. Sakarya üniversitesi besyo, spor yöneticiliği mezunu okurken, beyimin kendinden güzel kahverengi pufuduk montuna aşık olup 2009 yılında, daha düğün pankartları, evleniyoruz çerçeveleri ve macaron pastaları yokken evlenmiş. Akabinde Londra'ya yerleşmiş tam günümüzü gün ederken 6yıl sonra (ne gün etmekse artık hiç yetmemiş bana) çocuk sahibi olmuş birisiyim. 8 Kasım 2015 pazar günü doğum yapmamla beraber o anne olmayanın tadamayacağı duyguları yaşıyorum. Efe'nin hayatımıza girişiyle "kankaa çocuk olunca bütün hayatın değişiyor" cümlesini yaşamakla meşgulüz şu an. Efe 10 aylıkken ayaklanıp yürüme çabalarına girdikten sonra, hiç yürümeyip sürekli koşması, sürekli d

Kendinizi dinleyin

En son ne zaman tek başınıza oturup kendinizi dinlediniz? İş yerinde ki stresinizi, evde yapmanız gereken işleri bir kenara bırakıp yoğun tempolu hayatınızı bir anlık da olsa bir kenara bırakmanız gereketiğinizi düşündünüz mü hiç? Sadece nefesinize odaklanıp kendi duygularınızı dinlemenin sizi ne kadar rahatlatabileceğini tahmin dahi edemezsiniz. Yaşadığımız dönemin en büyük problemi stres ve akabinde bize bıraktığı fiziksel rahatsızlar. Omuz tutulmaları, eklem ağrıları, sürekli yorgunluk hali, mide spazmları.. Bunların en büyük nedeni stres, peki bunlardan kurtulmak için günde sadece 5 dakikanızı kendinize ayırmanın yeterli olduğunu söylesem. Meditasyon deyince biz toplum olarak biraz temkinli yaklaşıyoruz bu duruma. Niyeyse bir ön yargımız var kabul edelim. Ama vücudumuzun ve beynimizin bu bitmeyen koşuşturma içinde dinlenmeye ihtiyacı var. Şimdi sizden ricam bu yazıyı okuduktan sonra bulabildiğiniz ilk fırsatta kendinizi dinlemeniz. Rahat bir koltuğa yayılın, gözlerinizi kapatı